23 Nisan 2014 Çarşamba

Giddar // Erbuğ Kaya

"Esilda-i kaldanese solgamis urda belie"



Yayınevi: Kalkedon Yayınları
Kapak: Yulay Devlet
Yayına Hazırlayan: Hakan Tanıttıran
Türü: Fantastik
Sayfa Sayısı: 565
Çıkış Tarihi: Kasım, 2009
Fiyatı: 29 TL


Bu yazıyı aslında kitabı okur okumaz yazacaktım, gecikti, gecikti, gecikti... Şimdi yazıyorum.

Önce
likle FABİSAD (Fantazya ve Bilimkurgu Sanatları Derneği) sayesinde tanıdığım, 2 kere görüşme fırsatı yakaladığım Erbuğ Kaya'nın Giddar'ını daha yeni okuyabildim. Daha önce başlamış ama birkaç şey yüzünden ilk 70 sayfada bırakmak zorunda kalmıştım kitabı. Sonunda tekrar elime alabildim ve okudum. 


Buradan kitabı bana hediye eden M. İhsan Tatari'ye de çok teşekkürler demeli. Hediye edilmese kim bilir ne zaman alıp okuyabilme fırsatı bulacaktım. Giddar'ın devamında bir de Beşlerin Çağı var. Erbuğ Kaya'nın kendine has dili kendini özletmeye başladığında o da alıp okunacak. Kendisinin henüz iki kitabı var, bu sebeple hemen tüketmek istemiyorum. Yeni kitabı da merakla bekliyoruz tabii ki.

Erbuğ Kaya'nın eşsiz hayal gücü sayesinde geniş bir kurguya sahip Giddar. Bir ilk kitap olarak Giddar'ı okuduğunuzda şaşırıyorsunuz. Şahsen ben yeterince şaşırdım. İlk kitap için kurgu da çok güzel oturtulmuş, dil de leziz. Daha en baştan Erbuğ Kaya'nın iyi bir yazar olduğu kanısına varıyorsunuz.

"Ruhlar, Azad’ın karanlığına hapsedilmiş. Zamelgothlar Kutsal Yazıları geri almak için kuzeye gidiyorlar. Büyücü Kralın değiştirdikleri Dhrazma’nın uykusundan uyanmasını bekliyorlar. Güneyli bir savaşçı, sırlarıyla taş ocaklarına gönderilmiş. Arkonyalılar, sırrını kendilerinin bile bilmediği bir sessizlik yemini etmişler. Meglionlar gerçekleri öğrenmek için bedel ödüyorlar. Suskunlar sonsuza kadar Tanrılarla anlaşmışlar. Korsan iki kardeş Tanrıların olmadığı bir ada hayali kuruyor. İlde Pechnax, Giddar’daki gizlere ulaşmaya çalışıyor. Karanlık İmparatoriçe, Giddar’ı sarsıyor. Bir Sheilan kadını tüm inançlarını hiçe sayarak yaşadığı toprakları terk ediyor. Dvorlak rahibeleri, ormanlarında Tanrıçaları için durmadan çalışıyorlar.

Üç bin yıllık bir efsane, Giddar’da yeniden yeşermeye başlıyor, gerçeklik kuruluyor… Ve Siox Dia Mont tüm bunlardan habersiz, Özgürlük Duvarı’nın üstünde güneye bakıyor."


Arka kapak yazısını okudunuz şu an. Eminim etkilendiniz, beni de çok etkilemişti daha kitaba başlamadan.

Şimdi gelelim kitaba. Alıştıklarımıza göre büyük boyutları olan, sade bir kapağa sahip bir kitap Giddar. Alıştığımızdan büyük olması en başta gözünüzü korkutabilir, ama sonradan benim gibi böyle olmasına sevineceksiniz. Çünkü bitmesini istemeyeceğiniz bir kitap olacak. Şahsen bunu yaşadım. Karakterlere de öyle bir içiniz ısınıyor ki, "daha da olsa okurum" diyeceksiniz.

Alıştığımız büyük boyutlar, enfes bir kurgu dedik. Hemen şu bilgiyi de buraya sıkıştıralım: Erbuğ Kaya kitabı 1997 yılında kurgulamaya, 2002 yılında yazmaya başlamış ve 2008 yılında ise yazmayı tamamlamış. Kısacası Giddar ile yaşıtım.




Şimdi gelelim dışından sonra içine. Ön iç kapakta bir siyasi harita, arka iç kapakta da bir fiziki harita var. Kitabı okurken arada bir duraksayıp bakıyorsunuz bahsedilen yerin neresi olduğuna. Bir yere kadar işe yarıyor fakat çok güzel bir durum. Daha sonrasında Erbuğ Kaya haritayı yenileyerek sitesinde paylaşıyor. Daha renkli, daha kapsamlı, daha güzel... O haritaya sol taraftan ulaşabilirsiniz efendim.


Kitabın içeriğinden önce söylenmesi gereken birkaç şey daha var. Keşke iki kitap da aynı yayınevinden olsaydı. Tamam, bunu geçtim, ama bu ilk kitabın bir redaksiyona ihtiyacı var. Sanki hiç düzeltilmemiş, olduğu gibi basılmış gibi. Bilmeyenler için: İkinci kitap Beşlerin Çağı, İthaki etiketiyle raflarda.

Konuya gelirsek eğer... Baş karakterimiz Siox Dia Mont. Siox okulu birincilikle bitirir. Bir meslek seçecektir artık, ve herkesin aksine asker olmayı seçer. En yakın arkadaşı Regeda ile Kuzey ve Güney arasında örülmüş olan duvarda, Özgürlük Duvarı'nda nöbet tutmaya başlarlar. Dia'nın kardeşi Luca bir gün duvarı geçmeye çalışır ve asıl olaylar buradan sonra başlar...

Dia kardeşini bulmak ve neden geçtiğini öğrenmek için Özgürlük Duvarı'nı geçmek isteyecektir. Bunu Regeda'ya anlatacak, Regeda onu vazgeçiremediği için üst mercilere şikayet edecektir.

Kurgu belli bir kısma kadar dağınık ilerliyor. Daha sonra okuduklarımız tek bir noktada birleşiyor.

Bu şikayetten ötürü Siox, Kuzeydeki taş ocaklarına gönderilecek. Bir kişi dışında herkes onu dışlayacak. Güneyli Rondeva...
Siox'un abisi Shalorn ve adını şimdi söylemeyeceğim, kitapta okuyacağınız birkaç kişi sayesinde Siox buradan kaçacak. Buradan sonra da uzun soluklu bir yolculuk sizleri bekliyor olacak...

Kitap hakkında tek bir eleştirim olacak. Konuşmalar çok güzel ilerliyor her zaman. Fakat bazen bir şey söylenecek diye beklediniz anda konuşma "evet, tamam" gibi kelimelerle bitiyor. Bu da o diyaloğu biraz sekteye uğratıyor.

Kitap hakkında söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. Bu kitabı edininiz, okuyunuz.

Bir de eklenecek birkaç not var, hemen onları da yazalım:

Kayıp Rıhtım Aylık Öykü Seçkisi'nde yayınlanan iki tane Giddar öyküsü bulunmakta... Biri "Tanrıça'nın Yeni Yaratığı", diğeri ise "İrna".

İkinci notumuz ise Sanat 2012 videosu... Erbuğ Kaya kitaplarını anlatıyor. Buraya tıklayabilirsiniz.

Son not: Erbuğ Kaya'nın yarın Kadıköy'de söyleşisi var. Kendisi ile tanışma, tanıştıysanız bir kez daha görebilme şansınız var. Ayrıntılar için tıklayabilirsiniz.

İyi okumalar!

Edit: Bu fotoğraf da yukarıda bahsettiğim söyleşiden:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder