16 Haziran 2013 Pazar

Yeraltından Notlar // Dostoyevski


"19. yüzyıl insanı en başta iradesiz olmalıdır, böyle olmak onun boynunun borcudur; iş beceren, iradeli adam aptal, dar kafalıdır. İşte benim kırk yıllık yaşamımda vardığım sonuç!"

"Aklı başında bir adamın sözünü etmekten en çok zevk alacağı konu nedir, bilir misiniz?
Yanıt: Yine kendisi...
Öyleyse ben de kendimden söz edeyim biraz..."

"... her şeyi fazlasıyla anlamak hastalıktır; hem de tam anlamıyla, gerçek bir hastalık."

"... değil fazlasıyla bilinçli olmak, bilincin her türlüsü hastalıktır."

"Bir kerecik bilinçli olmayı bir yana koyarak, ilk sebebini aramadan, uzun boylu düşünmeden, körü körüne bırak duygularının akışına; sev ya da nefret et, boş durmamak için bir şeyler yap!"

"Baylar, kendimi herkesten akıllı saymamın tek nedeni, bitirmek şöyle dursun, yaşamım boyunca hiçbir şeye başlamamış olmamdır."

"Can sıkıntısından insan neler uydurmaz!"

"... insanoğlu ahmak bir yaratıktır, hem de görülmemiş derecede... Daha doğrusu ahmak değil de nankördür, eşine rastlanmayacak kadar nankördür. Çünkü, sözün gelişi, insanlar demin anlattığım mantık  düzeninde yaşayıp giderlerken bayağılı yüzünden akan, daha doğrusu gerici, alaycı bir beyefendi ansızın ortaya çıkıp elini böğrüne dayayarak, hepinize: 'Ne dersiniz beyler, şu mantıklılığa bir tekme vurup bütün logaritmacıları bir anda cehenneme yollasak da, gene eskisi gibi ahmakça, başımıza buyruk yaşasak nasıl olur?' diye bağırırsa hiç şaşırmayın!"

"Aslında şunları aklımızdan hiç çıkarmamalıyız: Doğa neyi, ne zaman yapacağımızı bize hiç sormaz; onu hayalimizde canlandırdığımız gibi değil, gerçekte olduğu için kabul etmeliyiz; bir çizelge, bir takvim, hatta bir imbik peşindeysek, bunları kabul etmekten başka çaremiz yoktur! Böyle yapmasak bile, bize kendini nasıl olsa kabul ettirir."

"Ama insanoğlu aptal değilse bile korkunç derecede nankördür. Evet, eşi bulunmaz bir nankör! Bana kalırsa insanın en iyi tanımlaması şöyle olmalı: İki ayaklı nankör bir yaratık."

"İnsanın yaratmayı, yol açmayı sevdiği su götürmez bir gerçektir. Ama, sorarım size, neden bir yandan da yıkmaya, her şeyi darmadağın etmeye bayılır? Yanıtlar mısınız bu sorumu?"

"Karıncalara gelince, onların ev yapma düşünceleri bambaşkadır. Karınca yuvası denilen, yıkılmak bilmez, şaşılası yapıtları vardır."

"Peki ama nasıl oluyor da, siz, yalnız olumlu, normal durumların, kısacası refahın insan çıkarlarına uygun olduğunu böylesine kendinizden emin, böbürlene böbürlene söyleyebiliyorsunuz?"

"Anlayışınızla övünüyorsunuz, bir yandan da tereddütlerle dolusunuz; çünkü kafanız işlediği halde yüreğiniz kötülük batağına gömülmüş; oysa yüreği temiz olmayanın anlayışı da kıttır."

"Her insanın anılarında herkese söyleyemeyeceği, ancak dostlarına açabileceği şeyleri vardır. Hatta dostlarına bile açılmayacak, gizli kalması koşuluyla yalnız kendi kendimize itirafta bulunacağımız durumlar olur."

"Kâh canım kimseyle konuşmak istemez, kâh çok konuşkan bir adam kesilerek işi herkesle dostluk kurmaya kadar vardırırdım."

"Aşk!.. Aşk her şeydir. Aşk bir kızın, değeri elmaslarla ölçülemeyecek servetidir."