28 Şubat 2014 Cuma

Çırılçıplak Aşk // Aret Vartanyan


Aret Vartanyan'ı ilk önce Doğu Yücel ve Harun Kolçak ile katıldığı Bazıları Sıcak Sever programında tanımıştım.

Sonrasında hep kendisini okumak istemiştim ama daha yeni gerçekleştirebildim maalesef. Son kitabı Çırılçıplak Aşk ile... Aşk hakkında güzel şeylere değinip, kendinizden bir sürü parçayı keşfetmenizi sağlıyor Aret Vartanyan. 


Bunlar da benim altını çizdiklerim:

"Oysa, her soluğun, her şeyin fonunda aşk vardı."

"Benim sevgilim bütün sırlarıma, yüreğimde biriktirdiklerime sahip olacak; başkalarının anlayamadıklarını anlayacaktı. Aslında benim ne kadar iyi, güçlü bir insan olduğumu bilecekti."

"Bir de ilk öpüşme hayali vardı. İlk dokunuş, ilk sarılış, sonrasında ilk öpüşme, ilk çıplaklık, ilk sevişme... Ben erkektim, pek sorun yoktu. Annem, babam teşvik bile ediyordu. Ancak, yaşamıma giren kızlar için bu o kadar kolay değildi, basit hiç değildi. Adeta aşkın en son meyvesi, aşksız olursa günahın en büyüğü, kötü kadın olmanın sembolüydü. Sanki aşk, gönül rahatlığıyla  öpüşmenin ilk şartıydı. Milyonlarca insan bu yüzden aşık olduğunu sandı. Aşık olmazsa, öpüşemeyecekti, sevişemeyecekti."

"Zaten hayat boktan bir şeydi, rengi o zamanlar aşk sandığım duygulardı."

"Sen kendini sevemezsen, kendine veremediğini başkasına nasıl verebilirsin?"

"Annemin göğsüne başımı yaslayıp kalmayı çok sevdim. Benim için çarptığına inandığım yüreğe başımı yaslamak benzersiz bir güçtü."

"Çevremize muhteşem akıl veririz de kendimize bir şey diyemeyiz. 'Yaşam muhteşem, takma kafana, gittiyse gelir, gelmezse zaten senin değildi' deriz de kendimize dilsiz kalırız. İnsanlara teselli kaynağı olabilir, kendi yaramıza merhem bile olamayız. Her insan hata yapar diye akıl veririz de kendi hatalarımızın cezasını her gün kendimize çektiririz. Ne de olsa öğretmek, öğrenmekten kolay gelir."

"Yalnızken, huzur iliklerine işliyor. Gece seni paylaşmak zorunda kalmadan, seninle konuşuyor, kendini paylaşıyor."

"Yalnızlığından kaçmak, yalnız kalmamak için istemediğin ne kadar şey yapıyor ne kadar çok şeye katlanıyorsun."

"Zengin olduğunda daha özgür, daha güçlü olacağını sanır insan. Maddi zenginlik özgürlüğü getiremez. Toplum içinde biraz daha sınırlı özgürlük alanın olur. Aslında uyumlu olmanın küçük bir hediyesini alırsın. İhtiyaçların arttıkça, sahip oldukların çoğaldıkça nasıl özgür olabilirsin? Bugün neden birçok zengin, ünlü insan alıp başını gitme hayaliyle yanıp tutuşuyor? Neden intihar ediyor, tedavi görüyor, bağımlılıklar yaratıyor?"

"Hepimizin içinde isyankar bir ses yaşıyor. O ses olmasa hiçbir şeye katlanamazdık. O asi ruh, isyankar ses bize iyi geliyor."

"Ölmeye yakın hatta öldüğümüzde etrafımızda bize ihtiyaç duyan insanların olmamasından çok korkuyoruz."

"Bir insanı elde etmek, her şeyiyle ele geçirmek bu nedenle çok güzeldi, çok anlamlıydı. Çapkkınlık da böyle bir şey. Ne kadar çok kadın fethedersen, ne kadar çok kadın elde edersen kendini daha değerli, önemli, güçlü hissediyorsun."

"Eğer maskelerine aldanıyor olsaydım seni sevmezdim. Seni seviyorum, sana inanıyorum, çünkü gerisinde var olanı biliyorum. Çocukken yitirmeye başladığın, büyüdükçe unuttuğun seni tanıyorum. Keşke şu an yüz yüze olabilseydik ve gözlerinin içine baka baka sana bunları söyleyebilseydim."

"Kalabalıktaydım, önüm arkam, sağım solum yalnızlıktı."

"Eşimle ilk tanıştığımda onu nasıl arkadaşlarından kopardığımı hatırladım. Onu nasıl saatlerce ağlatabildiğimi hatırladım hem de sudan sebeplerle. Canını acıtıyordum, sonra şefkat veriyordum. Buna muhtaç hale gelmeden veremediğim şefkat."

"Kaybetmekten en çok korktuğu şeyleri kaybettiğinde bile alışıyor insan."

"Yalnızlığınla barıştığında kendini olduğun gibi de sevmeye başlayacaksın."

"Yaşayacağın yorumlanmış hayali acıyı yaşamaktan kaçarken, daha güçlü acılar çekiyorsun. Yalan Dünya dizindeki Vasfiye Teyze'nin dediği gibi."

"Varoluşumla, kendimle savaşmak dünyayı çekilmez hela getiriyor. Sen çok güzelsin. Etiketlerin ardına, kimliğinin ötesine geçebildiğinde bunu görebiliyorum. İnsanlara sarıldığımda hissediyorum. Sana sarıldığımda hissettiğim ya da hissedeceğim gibi."

"Ortak payda hala aynı. Kendinden kaçış, kendini değersiz buluş, suni yalnızlığı doldurma arayışı, kendini dışarıda anlamlandırmak için bitmeyen arayış."

"Gerçekten sevenler, sorunlarını bir şekilde aşıyor zaten."

"Yaş cinsiyet, nereli olduğu, kim olduğu fark etmiyor. Zengin fakir, ünlü ünsüz önemli değil. Kavga aynı kavga. Sorunun kaynağı aynı kaynak. Cesaret yok, özgüven yok. İkisi de dışarıdan alınmaya çalışılıyor."

"Kendini sık sık eleştiriyor, yükleniyor musun?
Hata yapmaktan korkuyor musun? Korkuyorsan neden?
Neden kendini daha fazla yansıtmak yerine, saklıyorsun?
Kendini gerçekten değerli hissediyor musun?
Seni sevenler gerçekten mi seviyor? Farklı olsaydın da severler miydi?
Sevilmek için nelerden vazgeçtin, vazgeçiyorsun?
Yüreğinde taşıdıklarını gerçekten gösterebildiğin biri var mı?
Kendinle vakit geçirebiliyor musun? Kendini dinliyor musun?
Bir şarkı çaldığında, bir filmde, bir yerde yalnız olduğunu hissediyor musun?
Kendini seviyor musun?"

"Bir de şarkılar var. Müzik olmadan olmaz. Bazılarını seninle paylaşacağım. Cem Adrian banko. Şu anda  da 'Ben Seni Çok Sevdim' çalıyor."

"Şu anda Cem Adrian, 'Beni Affet' çalıyor. Günlerce af diledim."

"Cem Adrian, 'Sen Ağlama' çalıyor. Üşenme dinle. Tak kulaklığını. İşte hissettiklerim bu şarkıdaki gibi. Sana nasıl dokunabileceğimi bilmiyorum ama işte böyle gülümsemeni istiyorum. Ve yaşamımda artık bunu kendim için değil, senin için istiyorum."

"Şimdi de 'Gel Gör Beni Neyledi'yi Dorian'dan dinle, sonra Cem Adrian'dan, sonra Burhan Çaçan'dan sonra tekrar Mercan Dede'den..."

"Cem Adrian kusura bakmasın ama İstanbul'a döndükten sonra bir süre ara vereceğim onu dinlemeye."

"Bu tesadüf olamaz. Cem Adrian, 'Ben Seni Çok Sevdim' çalıyor. Tesadüf diye bir şey olmadığını biliyor, tesadüflere inanmıyorum. Sen de açsana. Gel beraber dinleyelim. Sadece huzur var şu anda."

"Alev almak için hazırım. Sadece bir kıvılcıma ihtiyacım var. Ufak ufak hayaller başlıyor. Aslında merak. Onunla öpüşmek nasıl bir şey olurdu? Sarıldığımızda neler hissederim? Acaba şunu seviyor mudur, bunun hakkında neler düşünüyordur? Evi nasıldır? Merak arttıkça, devamını tetikleyen imgeler oluşmaya başlıyor. Kısa kısa sahnelerde öpüştüğünü, sarıldığımı, yemek yediğimizi düşünmeye başlıyorum. Ortak bir şeyler doğmaya başlıyor. Bir ortamdayken çalan bir şarkıyı yalnızken duyduğumda aklıma geliyor."

"Erkeğin unuttuğu, detayı, kadın unutmuyor."

"Sonuçlar değişmiyor ama her sonuç bir iz bırakıyor. Yüzümdeki her çizik bir şeyler anlatıyor. Bir kadının bedeninin eskimeye başlaması üzüyor. Göğüslerim, kalçalarım, cildim bana eskimiz gibi geliyor. Ölüyorum. Her gün, hepimiz gibi ölüyorum."

"Alışkanlık çoktan bağımlılığa dönüşmüştü. Sevgi vardı."

"Başımı göğsünden kaldırmadım. Saçlarımı okşadı, kokladı, öptü. Bedenimden çok ruhuma dokundu."

"Hayatın bize attığı tokatların bir nedeni var elbet. Hak etmediğimiz bir şeyleri yaşadığımız çok nadir."

"Annemize muhtaç olarak doğuyoruz ve tüm hayatımız kadınlara muhtaç olarak geçiyor. Bazen şefkat, bazen cilve, bazen ıslak bir vajina."

"Onu mutlu etmek, tatmin olmasını sağlamak için elimden geleni yapıyorum ama daha fazlasını veremiyorum."

"Her iyi sonuç, her başarı nasıl ki hatalarının, başarısızlıklarının ardından geliyorsa, aşka yol alırken de hayal kırıklıklarını, ihaneti, hüznü yaşayacaksın. Bu da insan olduğunu ve yaşamaya devam ettiğini gösteriyor. Vazgeçmiş insan artık hiçbir şey bulamaz."

"Bugün insanlar sensiz yaşayamam dedikleri insanlardan kopup gidiyor."

"Gerçekten aşık oldun mu? Yanıtın her ne ise, neden? Neden evet, neden hayır?"

"Birinin hayatına dokunduğunda, onu mutlu ettiğinde, gözlerindeki ışıltıyla yüreğin ısındığında hissettiğin aşktan başka bir şey değil."

"Cinsellikten utanırken, utandığın aşktır. Aşk ve cinsel enerjisi kesilmiş insan artık yarımdan da azdır. İstediğin yere çeker, istediğin yere götürürsün."

"Hissetmekten, yaşamaktan, denemekten vazgeçme."

"'Şu an senden başka biriyle yaşlanmayı düşünmüyorum.'"

"Kaç kez bana bensiz yaşayamayacağını söyledi."

"Hiç birisinden ayrılmaya çalıştın mı? Ne yaparsan yap senin onsuz yaşayamayacağına, onu bırakamayacağına inanmaktadır. Oysa sen ondan ayrılmaya çalışıyorsundur. Bir türlü bunu kabullenemez. Sen eğer kararını uygulamakta zorluk çekiyorsan da burada farklı duygular artık işin içine girer. Onun üzülmesine dayanamıyorsundur, gerçekten sonra pişman olma ihtimalinden korkuyorsundur... Onun durumunda olmak ister miydin? Olduğun zamanlar oldu mu? Rollerini değiştiğin zamanlar? Birisine onsuz yaşayamayacağını söyleyip ya da bir şekilde onu dünyanın en değerli insanı hissettirip sonradan duygularının değiştiği oldu mu? O anlarda yalan mıydı söylediklerin, davranışların? Yalandıysa sana diyecek bir ladım yok ama umuyorum o anlarda gerçektin."

"Tek endişem ne biliyor musun, aşık olduğum kadının yanında ölmek."

"Aşık olduğum insanın bensiz yaşayamayacığını söylemesini duymak bana iyi geliyor. Bunu gerçekten bana aşık olduğunun kanıtı olarak görüyorum. Oysaki aşk, ihtiyaç duymaz, ihtiyaç duydurtmaz"

"Kıskançlık, kırgınlık, kavga, gürültü aşkın doğasında yok."

"Aşık olduğunu hissettiğin an her şey nasıl görünüyordu? Sinirlendiğin şeyler önemini yitiriyor, korkuların gücünü kaybediyor. Endişelerinin, yoksunluklarının yerini heyecan, huzur, gökkuşağına sığmayan renkler alıyor. Hiç hissetmedin mi? Ben diyorum ki o hissettiklerin çırılçıplak aşkın kırıntılarıydı. Kırıntıları bile bunları yaşatıyorsa, kendisi hayatı nasıl değiştirirdi."

"Matrix filminde Neo'nun değişimi de sancılı başlamıştı... Dünyaya gelirken de çok ağlamıştın..."

"Aşkın adı geçen yerde neden aşık olduğunu söylediğine sahip olmak istiyoruz. İstiyoruz, çünkü aslında kendimizden emin değiliz. Onu kaybedebiliriz.  bizi bırakıp gidebilir. Daha önce de bizi bıraktılar. Bizi terk ettiler. Elimizden oyuncaklarımızı aldılar. Baskı ortamlarında sahio olmadığım hiçbir şey benim değildi."

"Ancak ona sahip olabilirsem eğer gitmeyeceğine emin olabilirim. Aslında kendime inanmadığımdan, güvenmediğimden seni kıskanıyorum. Çünkü sen benden iyisini bulabilir ve beni bırakıp gidebilirsin."

"Sadece aşkta,  ilişkilerde değil, hiçbir eylemin için, geçmişte kalan hiçbir saniyen için pişmanlık duyma. O zaman onu yapacak olandın ve yaptın."

"Yaralarımıza basıldığında canımız çok yanar."

"Aşkla yola çıkarken duvarlar olmaz."

"Çünkü insanların en özgür oldukları yer hayalleridir. Hayaller hep gerçeklerin önünde gider. Birçok insan aşkın abartılı yaşandığını bilmekte hatta aşkı bir 'çıkmaz' olarak tanımladıklarında bile 'ama içinden çıkmak istemediğim bir çıkmaz' demektedirler. Duyguların mantığa meydan okuduğu ve kazandığı bu süreci böylesine çekici hale getiren nedir?"

"Herkes yaşamının bir döneminde aşık oluyor. Önce aşık oldukları kişileri 'deli gibi' sevdiklerini ve aslabaşka birini sevemeyeceklerini söylüyorlar. Sonra aşklarını yitiriyorlar, acı çekiyorlar ve bir daha asla aşık olamayacaklarını söylüyorlar. Peki daha sonra ne oluyor? Tekrar aşık oluyorlar! Yani aşık olmanın kendisini aşık olduklarından daha çok seviyorlar."

"'Beni bırakıp gitti' demek bile bir yorumdur. Neden seni bıraktı? O başka bir yola girdi. 'Yanlışlıklarımın cezasını çekiyorum. Ah keşke farklı davransaydım' diyerek pişmanlık yaşıyorsun, yine yorum yapıyorsun. Sorumluluğu üstüne alıyorsun. 'Beni kullandı, oynadı, enayi yerine koydu.' Nereden biliyorsun? Belki ilk başlarda gerçekten çok istekliydi, sonra bir şeyler değişti. O artık başka biri oldu. Belki gerçekten aşık oldu. Belki başından beri senin görmek istediğin, olmasını istediğin gibi değildi. Gerçeği kabullenmeyip, hikayeleştiriyoruz. Olanı görmek, anlamak yerine başında olduğu gibi sonunda da görmek istediğimizi, yorumlar eşliğinde görüyoruz."

"Üzülme, neden bitti diye hayıflanmak yerine, öyle bir aşkı, ilişkiyi yaşadığım için gülümse."

"Hep dediğim gibi bir ilişki sana iyi geliyorsa, sen kendini iyi hissediyorsan, mutluysan, neşeyle yaşayabiliyorsan o ilişki iyidir, senin ilişkindir."

"Tek kriterin ona sarıldığın anda hissettiklerin olsun. Belki bir gün o sana sarılmak isteyecektir. Kolay değil, çok iyi biliyorum. Ölümün yaşamın ikizi olduğu gibi ayrılık da birlikteliklerin kardeşi."

"Her kadın seksi olduğunun, güzel olduğunun hissettirilmesini ister. İki kere iki dört, bu değişmez." 

"İnsanlar beraber olmak için bireyselliklerini öldürmeleri, yok etmeleri gerektiğini sanıyorlar. İlişkileri işte o zaman çökmeye, rutinleşmeye, tükenmeye başlıyor. Bir yanları yalnızlığa kaçmayı, bir yanları ilişkiyi istiyor. İlişkiyi seçiyorlar, yalnızlıklarını unutuyorlar, kendilerinden vazgeçiyorlar. Sonra da kendilerini gerçekleştirebilmeleri için o ilişkinin bitmesi gerektiğini sanıyorlar."

"Vermen gereken kararlar olduğunda en doğru yanıtı yüreğin veriyor. Bazen sıkışıyor, nefesin kitleniyor, karnına bir ağrı saplanıyor. Bedenin seni uyarıyor. En doğru yanıtı sen verebilirsin. Çünkü ben dahil hiç kimse seni gerçekten anlayamaz."

"Şimdilik son bir kucak, kocaman, sımsıkı... Sen de aşkla sarıldığında, gözlerini kapat ve tüm hücrelerinle, her şeyinle sadece hisset, kokusunu içine çek, düşünme, hisset."

2 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. bu kadar tesadüf olamaz doğru ya hayatta tesadüf yoktu. yalnızlık cümleleri tanıdıktı. alta indiğimde cem adrian vardı. hayatımdaki büyük kayıp adam cem adrian. aşkı yakın saflardan anlatan aret vartanyan sıra dışı olmayı da başarmış. ve aşk doğru kişiyi bulduğumda gel şimdi gel onu da al gel..:)

    YanıtlaSil